29 Ekim 2018 Pazartesi

Girişimcilere Devlet Destekleri

Erken Aşama Girişimcileri İçin Devlet Destekleri Nelerdir ?

Türkiye’de ki en büyük girişimci sorunlarından bir tanesi olan erken aşamada kendilerini destekleyebilecekleri fonları bulmak. Bu yazıda sizler için derlemiş olduğum, erken aşama girişimcilerin kendilerine fon bulabilecekleri Devlet desteklerinden bahsedeceğim.
Bunların yanı sıra uluslararası kuluçka merkezleri tohum öncesi yatırımlar ile girişimcileri desteklerken, melek yatırımcılar da bir yandan girişimcilerin yanında bulunuyor. 


İşte Erken Aşama Girişimcilerinin Kendilerine Fon Bulabilecekleri Devlet Destekleri; 


KOSGEB; 


Kosgeb Girişimci Destekleri
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın bünyesindeki KOSGEB, KOBİ vasfı taşıyan işletmelere çeşitli destekler sağlamaktadır. KOSGEB veritabanına kaydolan işletmeler KOBİ vasfını taşıdıklarına dair beyannameyi doldurmalarınızın ardından desteklere başvurabilirsiniz
Kosgebden destek kullanmanız için her hangi bir yere para ödemenize gerek yoktur.
TÜBİTAK

Tübitak 1512 Desteği



Ülkemizin önemli kurumlarından olan TÜBİTAK; çeşitli alanlarda teknolojik yatırımlar, inovasyon, AR-GE gibi faaliyetlere önemli ölçüde teşvikler vermektedir.


ULUSAL DESTEK PROGRAMLARI
1512 Teknogirişim Sermaye Desteği Programı (BiGG)
1301 Bilimsel ve Tekn. İşblğ. Ağları ve Platf. Kurma Girişimi Proj. (İŞBAP)
1501 TÜBİTAK Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı
1503 Proje Pazarları Destekleme Programı
1507 TÜBİTAK KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı
1511 TÜBİTAK Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik P. D. P.
1515 Öncül Ar-Ge Laboratuvarları Destekleme Programı
1007 Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini D.P.
1601 Yenilik Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik D.P.
1514 Girişim Sermayesi Destekleme Programı (GİSDEP)
1602 TÜBİTAK Patent Destek Programı
1505 Üniversite-Sanayi İşbirliği Destek Programı


Tübitak’ın Destek programlarında, erken aşama girişimcileri için en uygun programlardan birisi de 1512(Bireysel Genç Girişimci) programıdır. Üniversitelerin aracı kurumları üstlenmesiyle Tübitak genç girişimcilere 200.000 TL hibe desteğinde bulunmaktadır.


T.C EKONOMİ BAKANLIĞI DESTEKLERİ
  
Kobilere adeta can damarı olan Ekonomi Bakanlığının destekleri nitelik ve nicelik olarak günden güne artmakta ve talep görmektedir. Bir sonraki yazımızın da ilk incelenecek dalıdır.
  1. İhracat Destekleri
  2. Yatırım Destekleri
  3. Hizmetler Sektörü Destekleri

AVRUPA BİRLİĞİ HİBE FONLARI
 AB Hibe fonları 2014-2020 döneminde Avrupa Birliği’ne üye ülkeler ve Üçüncü ülkeler tarafından proje geliştirmek ve belirli şekil şartlarını taşımak şartıyla kullanılabilmektedir.
Türkiye’nin de 2014-2020 yılları arasında katılım sağlayacağı programlar ulaşmak için ise
Detaylı bilgi: http://www.ua.gov.tr/


İŞKUR

İşkur Girişimci Destekleri
Herhangi bir alanda projesi ve/veya uzmanlığı olmayan Herkes için geçerli olan eğitimler ile girişimcilere mesleki eğitim veriyor. Kursiyerlere bu eğitimlerde zorluklarla nasıl mücadele edeceklerini, hangi riskler karşısında nasıl bir yol izleyeceklerini öğretiyorlar. Türkiye İş Kurumu da, kursların sonunda katılımcılara sertifika veriyor.


Detaylı bilgi: www.iskur.gov.tr

          

EKONOMİ BAKANLIĞI YURTDIŞI PAZAR ARAŞTIRMASI VE PAZARA GiRiŞ DESTEK PROGRAM

Türkiye’de sınai ve/veya ticari faaliyette bulunan şirketler, döviz kazandırıcı hizmet veya faaliyetlerle iştigal eden şirketler ile İşbirliği Kuruluşları ve Organizatör Kuruluşların pazar araştırması ve pazara giriş faaliyetlerine ilişkin giderlerinin Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan  karşılanmasını sağlar.




Yukarıda belirttiğimiz tüm Devlet desteklerine ek olarak bir çok devlet desteği bulunmaktadır. Günümüzde girişimcilerin en çok ilgi alanında bulunan ve en çok başvuru alan devlet destekleri yukarıdaki gibidir.


23 Ekim 2018 Salı

Girişimciliğin 7 Altın Kuralı

Herkes girişimci olmak için çabalıyor uzunca süredir. Özellikle önümüzdeki 10 yıl içerisinde girişim sayısındaki artış hızının 16 kat artması bekleniyor. Dünya'da yeni ekonomik modelleri gelişmekte ve teknolojinin gelişimi ile birlikte bu modelleri startuplar kurgulayacak ve uygulayacaklar.
Elbette en büyük temennimiz Türkiye başta olmak üzere tüm dünyada girişim ve girişimci sayısının artması. 

Girişimcilik aslında her zaman bir startup CEO su olmak veya Startup kurmak - kurucu ortağı olmak değildir. Girişimci olmak demek girişimcilik kültürünü hayatınızın temeline oturtmak ve girişimci gibi davranabilmektir. Aynı zamanda Girişimcilik bilgisinin genel geçer bir olgu olmadığını da söylemek gerekiyor. Bu bilgilerinizi teknokentler, üniversiteler, danışmanlık firmaları, mentorluklar, kuluçka merkezleri ve hatta kurumsal firmaların içinde dahi kullanabilir ve kendinize kariyer planlamaları yaratabilirsiniz. Özellikle günümüzde devlet desteklerinin de artmış olması girişimcilik bilgisinin ön plana çıkmasında büyük bir katkı yaratmaktadır.

Peki gelelim herkes girişimci olabilir mi olgusuna? Elbette herkes girişimci olamaz, olmamalı da. Peki girişimci olmak için nelere ihtiyacımız var ? Hangi alanlara hakim olmalı veya hangi kişisel özelliklere veya karakterlere sahip olmamız gerekiyor ? ve de bu özellikleri hangi açılardan kullanacağız ? 


1. Sorgulayın | Merak Edin

Sorgulamak ve Merak Girişmciliğin Temeli
Girişimciliğin temelinde sorunlara çözüm üretmek ve inovatiflik söz konusudur. Bir girişimci hemen her an etrafında gerçekleşen her şeyi sorgulamalı, merak etmelidir. Olumlu yönler ve olumsuz yönlerini tartmalı ve kafasında sorunları hızlıca detaylandırmalıdır. Sorunların temeline inmek girişimciler için alışılagelmiş bir şey olsa da bazen sorunları yüzeysel olarak ele almalı sadece merak etme noktasında bırakmalıdır. Bu nedenle etrafınızda gelişen her aksiyonu sorgulayın, merak edin veya araştırın. 





2. Ortaklarınızı İyi Seçin.

Her zaman her yerde bahsediyorum ortağınızı iyi seçin, aynı vizyoner yapıya, aynı amaçlara ve aynı olgulara sahip olduğunuz ve profesyonelliği hiç bir zaman elden bırakmayacağınız, size ve projeye inancı tam olan insanlarla çalışın. Ancak bunun yanında farklı düşünce yapısı, farklı kültür ve farklı sektörlere hakim insanlar ile ortaklık yapısı oluşturmaya özen gösterin. Açığınızı kapatabilecek insanlar ile çalışın, hırslı, azimli ve başarı odaklı olmasının yanında 


3. Başarısızlığı Dert Etmeyin.

Başarısızlık

Başarısız olmaktan korkmayın. Aksine eğer başarısızsanız bu durumdan korkun, çok daha büyük bir yere çakılma sizleri bekliyor demektir. Girişimcilik karakterinde, projeyi kaybedin ama bildiklerinizi kaybetmeyin, felsefesini benimsemelisizin. Know-How dediğimiz olguyu iyi temeller üzerine atın ve unutmayın elbet başaracak bir yol yaratacaksınız.






4. Aynı İşi Yapanlara Aldırmayın

Girişim camiasının en büyük sorunu ise, sizin ile aynı değer önerisine sahip işi yapan veya yapmış olan insanları örnek veya rol model olarak almak. Sizler kendi çözümlerinizi ürettiniz, kendi anketlerinizi ve ölçümlerinizi oluşturdunuz. Artık onlardan bir farkınız var. Bu farkınızı ortaya koyun ve bu dakikadan sonra diğerleri sizi rol model olarak hesap etsinler. 



5. Başarınız Yatırım İle Ölçümlenmeyecek.

Yatırım
Girişimcilerin en büyük hayali harika yatırımlar alıp, şirketlerini çok büyütmek ve çok iyi paralara satmaktır. Ancak şunu hiç bir zaman unutmayın, bu işi yaparken elbette kazanacağınız paraları veya alacağınız yatırımları düşünmek zorundasınız ancak alt sıralarda yer almalı. İlk düşünmeniz gereken nokta, sorundan etkilenenlere sağladığınız fayda, sürdürülebilir bir proje ve ticarileşebilir bir ürün. Bunlar aslında sizleri başarılı kılacak önemli triklerdir. Yatırım almadan milyon dolarlık satışlara ulaşan pek çok firma ve girişimci tanıyorum. Söyledikleri ilk şey ise, gerçekten sürdürülebilir ve faydalı projeler ortaya koydukları için şuan bu durumdalar.


6. Derdinizi Anlatmayı İyi Becerin.

Girişimcilerin en çok sıkıntı çektikleri nokta, projelerini veya dertlerini gerçekten iyi bir şekilde karşı tarafa aktaramıyor olmaları. Önce kendi çevresine sonra müşterilere ve sonra da yatırımcılara... hepsinde farklı noktalarda çuvallıyorlar. Sürekli kafanızdaki fikri birine anlatmak mecburiyetindesiniz, bu işi yalap şalap yapmamalı ve kaliteli bir şekilde karşı tarafa aktarmalısınız. Yemeğin tadından önce görünüşü sizi etkiler. Bu nedenle işinizi en basit ve en faydalı şekilde karşı tarafa izah edemiyorsanız bu işe hiç girişmeyin. Çünkü satış yaparken veya yatırım alırken bunu zorluklarını epeyce yaşarsınız. Sürekli bu anlatımı deneyimleyin ve tecrübe edin.


7. Analitik Düşünün, Sosyal Hareket Edin. 

Bir girişimci elbette pek çok teknik bilgiye hakim olmalı. Teknik diyince aklınıza hemen mühendislik gelmesin, dijital pazarlama veya finans da teknik bilgiler arasına girmektedir. Elbette bir girişimci iyi bir girişim kurmak veya girişim bilgisini farklı yerlerde kullanabilmek için teknik bilgilere sahip olmalı ama bir girişimcide aranan diğer özellikler ise Sosyal Zeka'dır. Empati kurabilme yeteneği, anket oluşturabilme, kriz altında çalışabilme, zaman yönetimi, akıcı ve etkileyici konuşma... listeyi epey daha uzatabiliriz
( ilerleyen zamanlarda bu özellikler ile ilgili yeni bir blog yazacağım. )
Ancak temel olarak şunu söyleyebiliriz ki, girişimciler temel olarak sosyallikleriyle öne çıkmalı teknik bilgileri ile kendilerini desteklemelilerdir.

Bu 7 kuralı kendi tecrübe ve birikimlerim ile oluşturdum, eklemek istedikleriniz olursa yorumlarınızı beklemekteyim



Sosyal Medyadan Beni Takip Etmek İçin;

Mail

18 Ekim 2018 Perşembe

SEM Nedir ? | Web Sitesi Trafiği Nasıl Artırılır ?

Dijital Pazarlama Serisinin 4. yazısına hoş geldiniz. Bir önceki bloglarda da bahsetmiş olduğum gibi, dijital pazarlamanın temeli web sitesi trafiklerinizi arttırmak ve data toplamayı kolaylaştırmak temeline dayanmaktadır. Aslında tüm dijital pazarlama unsurlarını ve taktiklerini web sitesi temelinde dizebiliriz, ancak gelişen sosyal medya yapıları dünyanın pek çok ülkesinde web sitesi trafiği kadar önemli bir hal almış durumdadır bu nedenle aslında dijital pazarlama unsurlarını sosyal medya trafiği için de epeyce kullananlar bulunmakta, ancak web sitelerinin daha kolay takip edilebiliyor olması dijital pazarlama temelini hala Web siteleri üzerinde kurgulamamıza yol açmaktadır.

Web sitesi trafiğini arttırmanın organik yolu olan "SEO" dan bahsetmiştik ve gerekli çalışmalar ile trafiğinizi arttırabilir ve iyi noktalara gelebilirsiniz demiştik.

Tabi bir de bunun inorganik veya paralı büyüme dediğimiz bir tarafı da bulunmakta.
"SEM" ( Search Engine Marketin ) kısaca arama motoru pazarlamacılığı olarak tanımlanabilir. SEM kavramı temelinde dijital pazarlamada SEO ile birlikte kullanılsa da aralarında pek çok fark bulunmaktadır.


SEM NEDİR ? | NE DEĞİLDİR ? 

SEM, temelinde dijital reklamları içermektedir. Çeşitli metinler, videolar ve görsellerle desteklenen, markaların satışlarını veya bilinirliklerini arttırmaya yönelik kullanılmaktadır.


SEM sistemini kullanarak mevcut müşteri kitlenizin markaya olan ilgisini artırabilir ya da yeni müşterilerinizi markanıza çekebilir ve dönüşüm oranlarınızı artırabilirsiniz. SEM stratejileri ile daha az efor ile Google'da üst sıralara çıkabilir ve aranmalarda tık oranlarını yükseltebilirsiniz, ancak SEO'dan farklı olarak Google veya diğer arama motorlarına bunu para ödeyerek yapmak durumundasınız. SEM daha hızlı ve daha az efor ile sonuç vermektedir ancak bütçelendirmesi iyi yapılmadığı taktirde boşa yapılan SEM çalışmaları markalara zarar vermektedir. Bu nedenle genel önerim SEO çalışmalarını bir düzene oturtmadan SEM'e başlamamak.


SEM Nedir ? 


SEM DİJİTAL PAZARLAMADA NASIL KULLANILIR ? 

SEO ile içerik hazırlarken uzun vadede kalıcı bir hedef belirlerken, SEM ise daha az zamanda daha çok geridönüş çalışmalarına uygun bir hamledir. En hızlı şekilde reklamınızı ayarlayıp müşterilerinize bu reklamınızı gösterebilirsiniz. SEM'in en büyük avantajı istediğiniz tutarı ödeyerek reklamınızı yerel veya küresel çapta yayınlayabilirsiniz. Özellikle Google Adwords ile SEM çalışması oluşturmak epeyce kolaydır ve bu çalışma sizleri google aramalarında en üst sıralara taşıyarak dönüşüm oranlarınızı onlarca kat artıracaktır. Son dönemlerde en çok dikkat çeken Dijital pazarlama stratejisi olarak gözlemlenen SEM'in bütçe hacimleri her yıl yüzlerce kat artarak yükselmektedir. En kısa sürede SEO çalışmalarınızı oturtup düşük bütçeli SEM çalışmalarınız ile dönüşümlerinizi gözlemlemenizi şiddetle tavsiye etmekteyim.



SEM Nasıl Yapılır 


SEM ÖLÇÜMLENMESİ NEDİR ? | NEDEN ÖLÇÜMLEME YAPILMALI ? 

Gelelim en sevdiğim konuya, son birkaç yıldır duyduğunuz bazı havalı kelimeler olduğunu biliyorum. CTR, Conversion, CPC, PPC ... Az sonra listeyi daha çok uzatacağım. Öncelikle bu kelimelere neden ihtiyacımız var onlardan bahsetmek istiyorum.

Veri, çok büyük bir verinin barındığı dünyada yaşıyoruz, ve elimizde bulunan veriyi nasıl en iyi işleyebiliriz diye sabahlara kadar düşünen pazarlamacılar bulunuyor. Veri bu kadar önem kazanmışken ve hatalarımızdan ders çıkartmayı öğrenmişken, işleyeceğimiz her veri markamızın kalitesini güçlendirmek ve yaptığımız yanlışları düzeltebilmek adına büyük bir önem taşımakta. SEM nokta atışı ile doğru yapılabilecek bir strateji değildir. Her seferinde hata yapar, bütçeyi yanlış yönetir veya çabuk tüketiriz. Ancak aşağıda sayacağım verileri iyi bir şekilde inceler ve işleyebilirseniz SEM de karşınıza çıkan tüm zorlukları aşabilir ve dönüşüm oranınızı falzasıyla artırabilir ve harika bir çıkış yaratabilirsiniz.

İşte o veriler.



  • Click Through = Tıklanmayı ifade etmektedir.
  • Click Through Rate - CTR  = Tıklanma oranınızı ifade etmektedir - Gösterim 100 iken tıklanmanız 16 ise CTR 'ınız %16 dır, temel verilerden birisidir, ne kadar yüksek ise başarınız o kadar iyidir.
  • Impression = Görüntülenme, verdiğiniz reklamın görüntülenme sayısını ifade eder
  • Conversion Rate = Dönüşüm oranı, bu oranı internet sitenize yönelttiğiniz bireylerinin kaçının istediğiniz aksiyona geçtiğini belirleyerek bulabilirsiniz. ( internet sitesine giren her 100 kişinin 4 ü ürününüzü satın alıyor ise Conversion Rate'iniz %4 dür. )
  • Adserver = Reklam sunucusunu ifade etmektedir.
  • Pay Per Click - PPC = Tıklama başı ödemeyi ifade etmektedir. Gelişen SEM piyasasında aldığınız her tıklama için para ödersiniz. Bu rakiplerinizin veya sizin sektörünüzde aynı keywordlere verilen reklam piyasasının kızışıklığı ile doğru orantılıdır. ( Ör. / PPC = 1.5 TL ) 
  •  
  • Cost Per Click - CPC = Tıklama başı maliyet, PPC nin aynısını ifade etmektedir. Eski kullanım olarak karşımıza çıkmaktadır.
  • Cost Per Action - CPA = Aksiyon başına maliyet, istediğiniz aksiyonu tamamlattırmak için gerekli olan maliyet nedir ? sorusunun cevabıdır. ( Ör./ Sitenize giren 100 kişinin 4 ü ürününüzü satın aldı, yani 1 kişiye o ürünü satmak için ortalama 25 kişiye reklam verdiniz. 25 X PPC sizlerin CPA'nıza eşit olmaktadır. )
  • Cost Per Sale - CPS = CPA ile aynı anlamı taşımaktadır. Eski kullanım olarak karşımıza çıkmaktadır.
  • Cost Per Lead - CPL = Yapılan dış yönlendirme başına ödemeyi ifade etmektedir. Artık geçerliliğini yavaş yavaş yitiren bir metriktir.
  • Cost Per Impression - CPI = Gösterim başına maliyet, günümüzde sosyal medya reklamlarında epey önem taşıyan bir metrik olarak karşımıza çıkmaktadır. ( Ör./ CPI = 0.011 T L ). Genellikle PPC nin epeyce altında kalmalıdır. Yukarıda olan CPI lardan dönüşüm almanız epey zordur ve bütçenizi zorlamaktadır.
  • Cost Per Mile - CPM = Bin gösterim başına maliyet. Büyük kütleli reklamlar için önemli bir metriktir.


Yukarıda bir çok metrikten bahsetmiş olsam da bunların yanı sıra daha onlarca metrik çıkarılabilir ve ölçümlenebilir. Bu metrikleri firmanızın en iyi bütçelendirmesine göre optimize etmeli ve en yüksek verimi almalısınız.



SEM İÇİN BÜTÇELENDİRME NASIL YAPILMALI ? 


SEM Süreci Nedir
SEM için bütçe ayırırken mutlaka anahtar kelimeler için bir uzmandan danışmanlık hizmeti alnalısınız. Anahtar kelimelerde rekabet ve yukarıda bahsettiğim metrikleri optimize edebiliyor iseniz bir uzmana gerek kalmayacak ancak eğer ki bunları gerçekleştiremiyorsanız paranız muhtemelen boşa gidecektir. Bütçelendirme belirlerken ise önce hedefleriniz belirleyin, sonrasında mutlaka rekabet analizi çıkartıp metriklerinizi optimize edin. Bu optimizasyonların sonucunda almak istediğiniz geri dönüşüm oranını hesaplayın ve CPA'nızı mutlaka net bir hedef ile belirleyin. Zaten bütçe ortaya çıakcaktır :)



Gördüğünüz gibi temel dijital pazarlamanın inorganik büyümesi olan SEM aslında yapılması en kolay ve en keyifli methoddur. Ancak unutmayın ki SEO olmadan SEM sadece kısa vadeli sorununuzu çözecektir.


14 Ekim 2018 Pazar

SEO Nedir ? | Web Sitesi Trafiği Nasıl Artırılır ?

Merhabalar, bugün "Dijital Pazarlama Yazı Seri" sinin 3. yazısı ve dijital pazarlamanın temeli olan web sitesi trafiğinin nasıl arttırılabileceği üzerinde duracağız. Web sitesi trafiği Organik ve İnorganik olarak aslında iki farklı biçimde arttırılabilir. Bunları da ikiye ayırarak bugunki yazımızda organik büyüme ve SEO' dan bahsedeceğim.

SEO'nun ne olduğundan başlayalım isterseniz;

"SEO" (Search Engine Optimization), kısaltmasıdır. Arama motorları SEO işlemleri ile web sitelerini daha kolay bir şekilde taraması için yapılan teknik kriter düzenlemeleridir. (Search Engine Optimization) Türkçe de Arama Motoru Optimizasyonu demektir.


"SEO", bir web sitesi hakkında arama motorları için yapılan tüm iyileştirme çalışmaları olarak tanımalanbilir. Arama Motoru Optimizasyonu yani SEO ile amaç web sitesinin değerini artırarak arama motorunda daha üst sıralara çıkması ve dolayısıyla site ziyaretçi sayısının artırılmasıdır.
Site Trafik Arttırma

Bazılarını kendiniz de kolayca uygulayabileceğiniz basit SEO taktikleri ile site trafiğnizi epeyce arttırabilir ve müşterilerinize ulaşmak için reklam maliyetlerinden kısabilirsiniz. Kodlarınıza ya da site organizasyonunuza yapacağınız ufak dokunuşlar bile arama motorlarının hedeflerinizi ve sizi arama sonuç sayfalarında hangi düzeyde göstermesi gerektiğini daha iyi anlamasına yardımcı olur. SEO'nun temel hedefi arama motorlarında daha rahat görünebilir bir sitenizin olması ve üst sıralarda yer alabilmeniz.

Ufak bir istatisik ile arama motorlarında üst sıralarda çıkmanın önemi; arama motorlarında herhangi bir bilgi arayan insanların sadece %12 si mecbur kalmadığı sürece 2. sayfadaki siteleri kontrol ediyor.

İşte Web sitenize uygulayarak arama motorlarında üst sıralarda yer almanızı sağlayacak SEO taktikleri.

1. Anahtar Kelimeler

Anahtar Kelimeler (Keywords), sizlerin arama motorlarında bulunmanızı kolaylaştırır. Site içerisinde kullandığınız kelimeler sayesinde arama motorları sizin sitenizin içeriğine göre aramayı yapanlara sizleri önerir ve üst sıralarda yer almanızı kolaylaştıran en önemli SEO taktiklerindendir.
Sitenizin içeriğinde pek çok Anahtar Kelime (Keywords) bulunmasını tavsiye ederim. Kelimelerin kullanımı abartılmadığı sürece arama motorları sizlere üst sıralarda yer verecektir.


2. Anahtar Kelimelerle Beraber İçeriğe Kalitesine Önem Verin

Arama motoru optimizasyonu anahtar kelimeler ve bu kelimelerin sıklığıyla beraber içeriğin kalitesi ve faydasıyla da epeyce ilgilidir. Google, içeriğinizi sistem için değil kullanıcınız için hazırlamanız gerektiğini söylüyor. İçeriğin sadece anahtar kelimelerle ilgili olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsanız. Faydalı içerik her şeyden önemlidir, içeriklerinizi oluştururken elbette anahtar kelimelerinizi metinlerinize ve resimlerinize ekleyin ancak sıklığına dikkat edin okuyucunun empatisini çekmemeye çalışın ve onlara bir şeyler katmaya ve dönüşüm sağlamaya çalıştığınızı asla unutmayın.


3. Sitenizi Analiz Edin.

Sitenizi analiz ederek müşterilerinizin dönüşüm oranlarına ve sitenize geldikleri yerleri takip ederek eksik veya doğru yaptığınız yerleri bulabilir kendinize daha detaylı bir yol haritası çizebilirsiniz.

Daha detaylı bilgiyi buradan sağlayabilirsiniz.

SEO

4. Meta Tanımlama Etiketlerini Mutlaka Kullanın.

Modern arama motoru algoritmaları artık meta etiketlerinde bulunan anahtar kelimeleri dikkate almıyor. Fakat meta tanımlama etiketleri halen etkinliğini koruyor ve sizi üst sıralara taşımak için büyük bir güç ifade etmiyor ancak;
Meta tanımlama etiketleri arama motoru sonuç sayfalarında gösterildiği için tıklanma oranınızı epeyce arttıracaktır.


5. İçerik

İçerik, içerik, içerik....

Epeyce süredir içerik pazarlamasının önemi hakkında seminerler ve eğitimler düzenleniyor, ben de epey süredir söylüyorum. İçerik her şeyin kralıdır. Başladığı yerdir. Kendinizi sık sık yenilemeli, trendlere uygun içerikler ve anahtar kelimeler yazmalısınız. Sitenizi güncel tutmalı bir koyduğunuz içeriği 6 ay sitenizde tutmamalı belirli ve kısa periyodik aralarla değiştirmelisiniz. Elbette blog pazarlamasının önemi de ortaya çıkıyor. ( İlerleyen yazılarımda blog pazarlamasına değineceğim. )


6. Mobil Uyum.

Responsive tasarım, yani web sitenizin yerleşiminin kullanıcının ekran boyutuna uygun şekilde uyarlanmasıdır. Bu teknik SEO'nun temel prensipleri arasında yer almakla beraber günümüzde gelişen teknoloji pazarında pek çok farklı ekran boyutu ve operasyon yönetici sistemiyle karşı karşıyayız. Arama motorlarının sizlerden beklediği en önemli şey ise teknolojik her alette sitenizin görünümünün tam anlamıyla harika olması. Mobil telefonlar, akıllı telefonlar, tabletler ve daha fazlası... Bu ekran boyutlarının ve işletim sistemlerinin hepsiyle dost olmalı ve sitenizi uyarlamalısınız.

Mobil Uyum

7.  Site Hızınız.

Yanlış duymadınız. Sitenizin açılma veya sayfalar arasında gezinme hızınız ne kadar iyiyse o kadar üst sırada yer alma şansınız ortaya çıkıyor. Arama motorlarının bir diğer baktığı durum ise sitenizin açılma hızı ve bu açılma hızı ne kadar yavaş ise sizleri 1. sayfadan ve en tepeden o kadar uzak tutmaktadır. Bu nedenle teknik altyapınızı iyi hazırlayın ve site hızınızı elinizden geldiğince artırmaya yönelik çalışmalar yürütün.


BONUS ! Backlink

Elbette Backlinkten blog pazarlaması ve sosyal medya pazarlaması başlıklarında yeniden bahsedeceğim ancak sitenizin trafiğini artırmanın daha kolay ve hızlı bir yöntemi olan backlink'i unutmamak gerekir. Backlink için sektörünüzün devlerini seçmeli ve onların bloglarında kendinize bir şekilde yer edinmeli veya onlarla röpörtaj, görüşme veya influencer pazarlaması gibi pazarlama methodlarına ortak etmelisiniz.


Web sitesi trafiği dijital pazarlamanın temelini oluşturmaktadır. Bir çok pazarlama methodu aslında web sitesinde trafiğinizi arttırmak için bulunmaktadır. SEO dışında da elbette pek çok ücretsiz ve eforlu web sitesi artırma yolu bulunmaktadır ancak en verimlisinin SEO olabileceğinden net bir şekilde emin olabilirsiniz.

Bana göre dijital pazarlamanın teknik tarafı tamamen SEO ile başlar. SEO konusunda ne kadar uzmanlaşırsanız özellikle blog pazarlama ve sosyal medya pazarlaması konusunda bir o kadar hızlı aksiyon alırsınız bu nedenle SEO uyumlarınızı ve profesyonelliğinizi tamamlamadan özellikle sosyal medya ve blog pazarlamasına geçmemenizi öneririm.

Bir sonraki yazımızda "SEM" ( Search Enginee Marketing ) yani arama motoru pazarlamasından bahsedeceğiz.

Ancak Unutmayın. İyi bir SEO, sizi büyük bir SEM masrafından kurtaracak ve şirketinizin organik büyümesine katkı sağlayacaktır.





10 Ekim 2018 Çarşamba

Konfor Alanınızdan Nasıl Çıkarsınız ?


Son zamanlarda epeyce duyduğumuz bir kelimedir " Konfor Alanı ". Üzerine epeyce konuşma dinlediğim, makale okuduğum bir alandır aslında. Bu kavramı tanımlamak bizler için epeyce zordur. Ancak genel bir tanım yapmak gerekirse; "Kişinin kendini güvende hissettiği alan" olarak tanımlayabiliriz. Başarı, mutluluk, tatminkarlık için yapılması gereken en önemli olaylardan birisi Konfor Alanınızdan çıkmaktır. 

Konfor Alanı Nedir ?

Etrafınızda bulunan veya aklınıza gelecek en mutlu, en başarılı insanlara baktığınızda bu alanlarını yıkmış ve çizginin dışına çıkmayı başarmış insanlardır. Ancak konfor alanlarının dışına çıktıklarında bu duyguları tatmin edebildiklerini ve gerektiği noktada sınırları zorlamayı iyi bilen insanlar olduklarını rahatlıkla gözlemleyebiliriz.

"Konfor Alanı" dediğimizde aklınıza fiziksel bir alan gelmemeli, kendinize çizdiğiniz sınırlar, yıkılmaz duvarlar, kendinize koyduğunuz gereksiz kapasiteler, sınırlar... listeyi daha çok uzatabiliriz. İnsanoğlunun temelinde bir şeyleri öğrenme, merak etme, sorgulama ve çalışma içgüdüleri bulunmaktadır, ancak günümüzde teknolojinin hayatımızı fazla kolaylaştırması ve dikte edilen sistemler gereği, rahatımızı bozmamak ve temel içgüdülerimizi bile yerine getirememek büyük sorunlar yaratmaktadır. Bu sorunların temel örneklerinden birisi ise, yapılması gereken tüm işleri ertelemek veya herhangi bir zorluk karşısında bir aksiyon almamak/alamamaktır. 

Hayatınızda daha üretken olmak, bilgi öğrenimlerinizi artırmak ve çabalarınızın karşılığını çok daha fazla almak için bahsettiğimiz bu fiziksel olmayan duvarlarınızın dışına çıkmalı ve deyim yerindeyse; rahatınızı epeyce bozmalısınız.

İşte Konfor Alanınızdan çıkmanız için yapmanız gerekenler;

1. Korkularınızın Farkına Varın.

Konfor alanınızın dışına çıkabilmek için korkularınızın farkında olmanız gerekiyor. Tabi, bunun için epeyce düşünmeli ve yapmaya üşendiğiniz ya da çekindiğiniz şeyleri tam olarak belirlemeli ve bunun üzerine gitmelisiniz. Örnek vermek gerekirse epey istediğiniz bir pozisyon bulunmakta ancak bu pozisyona asla ulaşamayacağınızı düşünüyorsunuz. Bunun en büyük sebebini ise iletişim yetersizliği olarak görüyorsunuz. Eğer bu şekilde düşünüyor iseniz sorunun temellerini bulmalı ve sorunun nedenini iyi bir şekilde çözmelisiniz. Hiç bir şeyi baştan kestirip atmamalısınız, yeteri kadar iyi olana kadar çalışmalı kendinize çizdiğiniz ve yanlış olan kapasitenizi arttırabildiğiniz kadar arttırmalı ve gerektiği noktada risk almayı bilmelisiniz. Konfor alanınızdan çıkmanın en temel özelliklerinden birisidir.

Konfor Alanından Çıkmak İçin

2. Konfor Alanınızın Dışında Neler Olduğunu Düşünün. 

Öncelikle "Konfor Alanınız Neresi" bunu iyi bir biçimde tanımlamalısınız. Arkasından bu alanda olduğunuz için bugüne kadar kaçırdığınız fırsatlar, gerçekleştiremediğiniz ama çok istediğiniz eylemleri düşünün. Ne kadar yazık ettiniz kendinize ? Ömrünüzün ne kadarlık bir kısmını istediklerinizi gerçekleştiremeden geçirdiniz ? Bu soruların cevabını verin. Sonrasında ise daha ne kadar böyle devam edebileceksiniz ? Daha neler kaçırıyorsunuz veya kaçıracaksınız. Bunların farkında olun, yeteneklerinizi, zamanınızı heba etmeyin. Aksiyona geçin, rahatınızı bozun, korkularınızı yenmek için adımlarınızı atın.

3. Rahatsızlık Hissinin Rahatlığını Yaşayın.

Yanlış duymadınız. Rahatsız edin kendinizi ve bundan zevk almaya bakın. Bir başka deyim ile, stres dostunuz olsun. Tetikleyici kuvvet oluşturmaya çalışın, her olumsuzluktan bir ders çıkartırken olumsuz durumların tadını çıkartın. Yeri geldiğinde bir köşede her şeyin yıkılışını izlerken, yeri geldiğinde saatlerce uyumayıp çalışarak... Kendinizi rahatsız edin. 

4. Yavaş İlerleyin.

Hızlı aksiyon almak her zaman iyidir, ancak yeri geldiğinde geri dönüşler daha sağlam olsun diye ufak adımlarla ilerlemek gerekir. Konfor alanınızdan biranda çıkamazsınız, adım adım çıkmalısınız. Kendinizi tüm zorluklara ve sınırları aşmaya programlamalı ancak bunları adım adım büyütmeli ve yükseltmelisiniz. 1 gün içerisinde tüm hayatınızı değiştirmeniz sizlerin zararına olacaktır. Bu nedenle önce bu karakteri kendinize oturtana kadar alıştırmalar yapın, aniden kendinizi zorlamayın ki bu süreçten keyif alabileceğiniz noktaya gelene kadar bıkmayın.

Konfor Alanından Çıkmak İçin

5. Bahane Üretmeyin | Üretecekseniz de Kendinize Dürüst Davranın.

Az sonra yaparım, havamda değilim, vaktim yok ... Bahaneler, bahaneler, bahaneler... 

Bahane üretmeye programlanmış bir hal aldığımız bu dönemlerde gerçekten bu bahaneler konusunda doğruluk payınız var mı ? Yoksa rahatınızı bozmamak için mi yapıyorsunuz bu konuda kendinize dürüst davranın. Eğer bu bahaneleriniz gerçeği yansıtmıyor ve sadece Konfor alanınızdan çıkmamak için yapılıyorsa acilen bunlara bir son verin.

6. Ciddiye Almayın, Kimseyi Umursamayın.

Kimseyi umursamayın, güzel bir söz değil mi ? Buradaki kimseden kasıt nedir ? Umursamak nedir ?

Bu soruları aklınıza getirmeden hemen önce, konfor alanınızdan kurtulabilmek adına yapmanız gereken en önemli maddenin bu olduğuna inanıyorum. Hayatı ciddiye almamalı, bir araç olarak kullanmalısınız. Her zaman kendi tatminkarlığınıza erişmek için çalışmalı ve bunu bir amaç olarak belirlemelisiniz. Sizler ne kadar etrafı ciddiye alırsanız rahatlık seviyeniz, anksiyeteniz, stresiniz, korku düzeyiniz o denli artıyor olacak. Doğrusal şekilde artan bu duygularınız sizleri her zamankinden daha büyük sorunlara itecek ve daha büyük başarısızlıklara imza atmamak için kendiniz geri çekiyor olacaksınız. Yine kaybeden siz olacak ve potansiyelinizi içerde tutmayı tercih eden taraf sizler olacaksınız.

Kendinizi bile ciddiye almayın. Hayatı başarılarınıza ulaşmak için bir araç olarak kullanın.


Geleneksel Reklamlar OUT | Dijital Reklamlar IN

Özellikle 2014 yılından bu yana Dijital Reklamların yükselişi yıkıcı bir kuvvetle gelmekte. Geleneksel reklamların önüne geçmeye başlayan Di...